Milâttan sonra 370'li yıllarda Kafkasya ve İtil bölgesini ele geçiren Hunlar, 374'te Doğu Gotlarının üzerine yürümüşler ve bu mağlûbiyetten dolayı Gotların kralı Ermanarikh intihar etmişti. İşte bu sırada Hunların başında Balamer adında bir kagan bulunuyordu.
Türklerin taarruzu Batı Gotlarını da etkilemiş ve böylece "Kavimler Göçü" başlamıştı. Bu arada 4. yüzyılın sonlarına doğru, 395'lerde iki büyük Türk kumandanı ki, bunların da Attila'nın akrabası olduğunu sanıyoruz. Barsaka ve Kurs-aka Türkiye ile Suriye bölgelerinde akınlarda bulunmuşlardı. 5. asrın başlarında ise Balam-er'in oğlu ya da torunu olduğu zannedilen Yuldız (Uldız) adlı bir beg, Tuna'ya doğru hareket edip, Kavimler Göçü'nün ikinci halkasını başlatmış idi.
Yuldız Kagan hakkında kısa bilgi vermeden önce, onun adına dikkat çekmek istiyoruz. Yuldız ismi her şeyden önce destanî Türk hükümdarı Oguz Kagan'ın çocuklarından birisinin adıdır ve Türk cihan hâkimiyeti anlayışına göre bu ismi taşımaktadır. Bilindiği üzere Oguz Kagan, sadece yeryüzünün değil, bütün evrenin hâkimidir. Dolayısıyla oğullarının adları, Kün, Ay, Yuldız, Kök, Tag, Tengiz olarak boşuna verilmemiştir. Destan kahramanı Oguz'un oğluyla, Balam-er'in oğlu veya torunu olan Yuldız'ın isminden başka bir Türk kaganının böyle bir isim ile anılmaması da ilgi çekicidir (en azından Yuldız adlı büyük bir Türk hükümdarı daha yoktur).
Yuldız'ın faaliyetleri sayesinde, Roma sınırları içerisinde bir kargaşa yaşanmış, çıkan iç isyanlar yüzünden âdeta bu imparatorluk yıkılmaya yüz tutmuştu. Bu kötü durumdan Roma'yı yine Türkler kurtardı. Roma İmparatorluğu'na yardıma giden Yuldız, Türklerle takviyeli Roma ordusunun başına geçerek, isyancı komutanları yakalamış ve idam etmiştir.
Yuldız Kagan'ın hâkimiyeti sırasında Türk topraklarının sınırları, doğuda İrtiş Nehri'nin batısında başlıyor, batıda Almanya'ya kadar uzanıyordu. Yuldız'ın kudreti aslında kendisinden sonra gelecek olan idarecilerin kuvvetinin temelini teşkil ediyordu. Her iki Roma'ya da baş eğdiren Yuldız Kagan 410 sıralarında, Bizans'ın Trakya valisi ile yaptığı bir barış görüşmesinde; "güneşin battığı yere kadar her yeri fethedebilirim" diyerek sınırsız gücünü ifade ediyordu. Ondan yaklaşık 166 yıl sonra, soylu torunlarından Türk Şad (İstemi Yabgu'nun oğlu) tıpkı onun gibi, yine Bizans elçilerine "güneşin doğduğu yerden, batı sınırlarına kadar her yer bize tabidir" diyordu. İki Türk beğinin birbirinden habersiz, böyle sözler sarfetmeleri, tabiî ki tesadüfî bir olay değildir. Bu düşüncelerin hepsi, Türk cihan hâkimiyeti ile bağlantılı şeylerdir.
Yuldız Kagan'ın 410'larda öldüğü sanılıyor. Ondan sonra başa geçen Kara-ton hakkında da maalesef çok az bir bilgiye sahibiz. Yukarıda belirttiğimiz üzere, Yuldız'dan sonra Türklerin başına geçen diğer Türk begleri Rua, Muncuk, Ay-bars ve Oktar hepsi onun izinden yürümüşler, her iki Roma'ya karşı da, onun siyasetini sürdürmüşlerdir. |
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder