24 Şubat 2010 Çarşamba

SEVR ANTLAŞMASI (10 Ağustos 1920)

       Damat Ferit Paşa hükümetinin bakanlarından Cemil, Reşit ve Fahrettin Beylerden oluşan bir Osmanlı heyeti Ahmet Tevfik Paşa başkanlığında, San Remo kararlarını almak üzere 11 Mayıs 1920'de Paris'e doğru yola çıktı. Osmanlı heyetine sunulan San Remo kararları Tevfik Paşa tarafından İstanbul hükümetine ulaştırıldığında Yunanlar Batı cephesinde 22 Haziran 1920'de taarruza başlamışlardı. Yunan taarruzu kısa bir süre içinde öyle büyük bir başarıya ulaştı ki 7 Temmuz 1920'de Spa (Belçika) Konferansı'nda İngiliz başbakanı Lloyd George "Artık Türkiye bitti." dedi. Dolayısıyla umutların çok yoğun olduğu İtilaf cephesinde San Remo barış şartlarının yumuşatılması yolundaki talebin kabul edilmesine imkan yoktu ve Türk talepleri reddedildi ve Türklere 27 Temmuz 1920'ye kadar cevap verme süresi tanındı.
       San Remo Barış projesini görüşmek üzere 22 Temmuz 1920'de padişahın başkanlığında bir Şûray-ı Devlet (Saltanat Şurası) toplandı. Katılan üyelerden Rıza Paşa dışında herkes antlaşmanın imzalanması yönünde görüş bildirdi. Bunun üzerine Hadi Paşa, Rıza Tevfik(Bölükbaşı), Reşat Halis'ten oluşan bir heyet Paris'e giderek 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması'nı imzaladı.
      Osmanlı Devleti ile İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, ABD, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı(Yugoslavya), Japonya, Bulgaristan, Rusya, Ukrayna ve Gürcistan devletleri arasında imzalanan 433 maddelik Sevr Antlaşması'na göre;
      1.    İstanbul Türklerde kalacak; ancak azınlıkların hakları gözetilmezse Türklerden geri alınacaktı.
      2.    İstanbul ve Çanakkale Boğazlar'ı savaşta ve barışta tüm dünya gemilerine açık tutulacak ve boğazların denetimi uluslararası bir "Boğazlar Komisyonu" tarafından yönetilecekti. Bu komisyonun ayrı bayrağı, bütçesi ve özel bir polis gücü olacaktı.
      3.    Osmanlı gelirlerinin, Osmanlı savaş tazminatı ödeyebilecek duruma getirilebilmesi için uluslararası bir "Mali Komisyon" oluşturulacaktı. Osmanlı bütçesi bile bu komisyona sunulacaktı. Komisyonun izni olmadan iç ve dış borçlanma yapılmayacaktı. Osmanlı gelirleri önce İtilaf askerlerinin giderlerine, daha sonra İtilaf Devletleri'nin mütareke süresince yaptıkları masraflara ve en sonunda Osmanlı ihtiyaçlarına harcanacaktı. Kapitülasyonlar tüm devletler için uygulanacaktı. Osmanlı'nın kara ve denizlerinden tüm devletler yararlanacaktı. Gümrükler Mali Komisyon'un denetiminde olacaktı ve Türk topraklarından geçen araçlardan vergi alınmayacaktı.
      4.    Sınırları İngiltere, Fransa ve İtalya temsilcileri tarafından çizilecek olan İzmir Türklerde kalacak, ancak egemenlik hakkı Yunanların olacaktı ve Yunanlar şehri özel bir kurul aracılığıyla yönetecekti. Karadeniz'in kıyısında Midye'nin doğusundaki Podime'den, Marmara Denizi kıyısındaki Kalikratya'ya kadar uzanan çizginin batısında kalan topraklarla Bozcaada ve İmroz(Gökçeada) Yunanlara verilecekti.
      5.    Antlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren 6 ay içinde İstanbul'da toplanacak İngiltere, Fransa, İtalya temsilcilerinden oluşan bir kurul Fırat Nehrinin doğusunda Ermenistan'ın güneyinde Suriye, Irak ve Türkiye arasında bir Kürt devleti oluşumunu saptayacaktı ve Osmanlı Devleti bu ilkeleri üç ay içinde yürürlüğe koyacaktı.
      6.    Türkiye, Ermenistan'ı bağımsız bir devlet olarak tanıyacak ve bu ülkenin sınırlarını ABD başkanı Woodrow Wilson çizecekti.
      7.    Adana ve Maraş üzerinden Mardin'e kadar uzanan çizgi güney sınırımızı oluşturacak bu sınırın güneyinde kalan topraklarla, Suriye Fansızlara verilecekti.
      8.    Osmanlı ordusu jandarma gücü de dahil 50.700 kişi olacaktı ve ordunun ağır silahları bulunmayacaktı.
      9.    Türkiye'de yaşayan her topluluk bir dil, din ve mezhep özgürlüğünü kullanabilecek ve azınlıklar her dereceden okul açabilecekti.
      10.    Osmanlı hükümeti geçerli neden olmaksızın hiçbir ulusun araştırmacılarını kazı çalışmalarında bulunmaktan yoksun bırakamayacaktı.
       Sevr Antlaşması'nın yürürlüğe girebilmesi için taraf devletlerin yetkili kurullarınca onaylanması gerekiyordu. İşgal ve baskılar sebebiyle, Meclis-i Mebusan'ın faaliyetlerine 18 Mart 1920'de son verilmişti. Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi ise antlaşmaya daha başından karşı çıktığı için Sevr Antlaşması onaylanmadı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder