25 Şubat 2010 Perşembe

KURT NEDİR?

KURT NEDİR?

Yakup Çetin

Kurt, doğadaki canıbarlardan (hayvanlardan) birisidir. Zekası ve yırtıcılığı en çok bilinen özellikleridir. Bir tren yolculuğum sırasında Sivaslı bazı köylüler kurt hakkında inanılmaz hikayeler anlattılar. Bunlardan en ilginç olanı; ıssız bir yerde yaşayan bir köylünün başına gelenlerdir. Hayvancılıkla uğraşan köylü bir gün canıbarlarını otlatmaya çıkarmış. Kurdun birisi bu adamın ve canıbarlarının peşine düşmüş. Köylü sürüsünü ıssız bir yerde olan ahırına gidene kadar kurt onları izlemiş. Daha sonra birden saldırmış. Elinde silahı olmayan adam çaresiz bir şekilde ahırın damına yakın bir yere çıkmış ve canını kurtarmaya çalışmış. Kurt önce adamın gözlerinin önünde bütün sürüyü yok etmiş. Köylü kurtulduğunu zannederken kurt damı delerek adamı parçalamış. Bu hikayeyi ilk dinlediğim zaman tüylerim diken diken olmuştu. Çünkü o zamana kadar kurdun bu kadar akıllı ve yırtıcı olduğunu bilmiyordum.

Büyük Türk Milleti, kurdu zekası ve yırtıcılığı sebebiyle belirtke olarak kabul etmiştir. Ayrıca özgürlüğü elinden alınan bazı kurt cinslerinin kendilerini öldürdükleri bilinmektedir. Türk Milletinde de yanı düşünce vardır. Örneğin Milli Mücadele döneminde Türklüğün Babası Mustafa Kemal Atatürk; “Ya İstiklali ya ölüm” diyerek bağımsızlığın Türkler için ne anlama geldiğini en güzel biçimde dile getirmiştir. Bütün milletler ile belirtkeleri arasındaki benzerlikler ilk bakışta göze çarpar. Mesela Rusların belirtkesi olan ayı, Rus karakterini anlamamızda bize yardımcı olabilir. Kurt belirtkesine dair inanışlar Eski Roma’da ve Araplarda da bulunmaktaysa da bu belirtkenin Türklerin tamamında milli kült olduğunu biliyoruz.

Milletlerin millet olma vasıflarından birisi de milli belirtkeleridir. Büyük Türk düşünce adamı Hüseyin Nihal Atsız, bu konuda şöyle demektedir: “Milleti millet yapan kaidenin milli sembollerde bulunduğu için bir milleti yıkmak isteyenler onun milli sembollerine hücum ederler. Bir toplumun milli sembolleri olmadı mı artık sürüleşmiş demektir. Bilginlerine, profesörlerine ve her şeyine rağmen onun koyun sürüsünden ve karınca yuvasından bir farkı yoktur. Milli sembollere saldıranlara dikkat edilmelidir, bunu cehalet veya hamakatlarından mı, yoksa gizli maksatlarından mı yapıyorlar? Milli sembol olan Oğuz Han’a dil uzatıldı mı, biliniz ki, o, bilerek veya bilmeyerek düşman için çalışıyor demektir. Milli sembol olan Bozkurt’a köpek diyenler için de durum aynıdır. Üstelik onlar aynada kendilerini görmektedirler.” H.N.Atsız’ın da belirttiği gibi milli belirtkelerimiz milli varlığımızla eş değerdedir. Milli belirtkemiz olan Bozkurt’un önemini Türk düşünce adamlarının en mühim simalarından Nejdet Sancar şu şekilde dile getirmektedir: “Semboller ile sembolü benimseyen milletler arasında uygunluklar olduğu muhakkaktır. Sembol ile milletin birbirine en uygun düşeni ise, şüphesiz kurt ile Türk’tür. Çünkü kurt hayvanlar dünyasının pençesi en sert olanı; Türk ise, insanlık aleminin yiğitlikte en önde bulunanıdır. Bayrağı bir bez parçası sayan adi yaratıkla Bozkurt’a it diyebilen fikri sapık arasında ne fark vardır! Türkler için manevi birçok kutsal varlık vardır. Bozkurt da bunlardan biridir. Bundan dolayı da Bozkurt’u korumak ve yaşatmak, ayyıldızlı bayrağı vatan ufkunda dalgalandırmak kadar büyük bir Türklük vazifesidir. Türk’ün, Türklük için yaşayan çocukları var oldukça, Türk bayrağı nasıl Türk göklerinde dalgalanacaksa; ulu atamız Oğuz Han’a yol gösteren ve Türk’ü Ergenekon’dan çıkarıp büyük yurdumuza kavuşturan Bozkurt da öyle yaşayacaktır. Çünkü Bozkurt, Türk demektir. Türklük var oldukça, onu meydana getiren maddi ve manevi bütün unsurlar da var olacaktır.”

Eski Türkçe’de kurt, bizim günümüzde anladığımız anlamı karşılamamaktadır. Zira Kök-Türk yazıtlarında kurt için “börü” adı kullanılmaktadır. O zaman ki börü adı neden bize kurt olarak gelmiştir? Bunun sebebi dini inançlardır. Çünkü börü adı tabu sayılırdı ve söylenmesi iyi karşılanmazdı. Mesela Müslümanlar, cin denilen doğaötesi varlıklardan bahsederken “üç harfli” adını kullanırlar. Eğer cin sözcüğü çok kullanılırsa, cinlerin oraya geleceğine inanılır. Bu inanç bütün milletlerde ortaktır. Ruslar, Rusça kurt demek olan “volk” yerine, komşuları Türklerin börü sözcüğünden bozma “birük” adını kullanırlar. Almanlarda ünlü bir atasözü vardır:”Kurdun adı söylenirse, o, koşarak gelir(wenn man den wolf nennt, so kommt er grannt)”. Almanlar Noel Bayramından sonraki “wolf” (kurt) adını kullanmazlar. Bunun yerine “das Gewürm”(kurt, böcek) veya “ungeziefer”(yerde sürünen yaratık) sözcüklerini kullanırlar. Estonyalılar “susi” yerine “hund”u, Ukraynalılar “volk” yerine “seriy, serış, senorvat” adlarını kullanırlar.Türk boyları börü yerine; Tobalar “uzun kuruklu” veya “gök gözlü”, Sakalar “kuturuktalı”(kuyruklu), Başkurtlar “kuş-kurt”, Kazaklar “kaskır”, Çuvaşlar “kaçkır” veya “vurun hüre”(uzun kuyruklu), Kürtler “gur”, Oğuzlar ise “kurt” adlarını kullanmaktadırlar. Görülüğü üzere hemen hemen bütün milletler kurdu ifade eden sözcüğü kullanmaktan son derece çekinmektedirler. Bu da kurdun ne kadar korkulan bir canıbar olduğunu en büyük kanıtıdır. Kurt nasıl ise Türkler de aynen bütün milletlerin yüreğini titretmiştir.

Biz bu çalışmada genel ve asıl manadaki börü yerine atalarımızın izinden giderek kurt adını kullanacağız. Belki ilkel bir inanç gibi görülebilir. Ama atalara saygı bir insanlık vasfıdır. Bu saygı sadece hayvanlarda ve hayvanlaşmış insanlarda bulunmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder